20 Haziran 2009 Cumartesi

gelin kaynana mevzusu




bin yılların konusuna değinmek istiyorum bugün. bu bin yılların ama konusu her devirde, insan toplumlarının gelişimiyle birlikte şekil değiştiriyor elbette. bunun yanısıra aynı devirde aynı şehirde/mahallede/ailede bile bireylerin özelliklerine göre bile değişiklik gösterebiliyor.
tüm insan ilişkileri gibi öncelikle gelin ve kaynananın özellikleri ilişkinin şeklini belirliyor. ama genellikle hep sorunlu bir ilişkiye sahip olarak akla geliyor bu ikili. kötü ilişkiye örnek mi vereceksiniz; ilk olarak kedi-köpekten bahsediyosunuz, aklınıza gelen ikinci örnekse gelin-kaynana oluyor.
ben gelin lafından da kaynana lafından da nefret ediyorum. kendisi yokken(gıyabında dememek için bu kelimeleri kullandım) eşimin annesinden bahsederken f.annem hiç olmadı kayınvaldem diyorum. kaynana çok kıl bi kelime çünkü bence. kaynana deyince şişman, elinde merdanesi, üzerinde mutfak önlüğü olan, sinirli, her an merdaneyi kafanıza indirmeye hazır, geçimsiz, çaçaron bi kadın geliyor gözümün önüne(düşünün ne biçim kaynana masallarıyla büyümüşüm). o yüzden kaynana kelimesini kullanmıyorum. kendisine hitap ederken de anne ve sen kelimelerini kullanıyorum. f. hanım ve siz gibi hitap tarzlarını kullanacak kadar asil(!) bi dumurumuz yok zaten.
neyse şimdi benim sevgili kayınvaldemle bi sorunum yok, ama çok yakında değiliz yani sağlam paylaşımlarımız da yok. bunun sebebinin de kuşak farkından kaynaklandığını düşünüyorum. yani kendi annemle paylaşımlarımın derecesi neyse f.annemle paylaşımlarımızın derecesi de o aşağı yukarı. sanırım onun kendi kızıyla paylaşımlarının derecesi de anca benimle olan paylaşımları kadar. yani ne çok sıkı fıkı ne de uzak ve soğuk. bence olması gerektiği gibi yani.
kadın dayanışması ruhunu yaşatmak istediğinden mi yoksa tarafımdan artı puan almak arzusundan mı bilmiyorum ama misal eşimle bi anlaşmazlığa vardığımızda benim tarafımda yer alan bi insan kendisi. bu tip davranışlarını özellikle takdir ediyordum . ancak bu benim tarafımda olma meselesi biraz tuhaf boyutlara geçmeye başladı. (zaten yukarıda bahsettiğim gibi güllük gülistanlık olsa ortalık neden bu kadar uzun uzun yazayım di mi? onlar giriş cümleleriymiş demek.) yanımda eşimin olumsuz özelliklerinden filan bahsediyor. bu özellikler ya benim önemsemediğim hatta görmediğim şeyler, ya da gördüğüm ama benim farklı değerlendirdiğim özellikler. bak kızım ben oğlumun bu özelliklerine kılım bu konularda hır çıkarabilirsin kendini düzeltsin ben senin yanındayım mesajımı bu? öyleyse ne gerek var. kötü bi gözle bakarsan da sanki aramızı bozmaya çalışıyor gibi. her şekilde uyuz olmaya başladım bu muhabbetlerine. muhabbetleri dedim ama bugüne dek 2 kez oldu zaten ama hoşuma gitmedi. özellikle benim şaşırıp tepkisiz kalmam hoşuma gitmedi. ne diyeceğimi bilemiyorum. çünkü niyetini tam olarak anlayamıyorum, yanlış tepki vermeyi istemiyorum. bi süre sonra belli olacaktır durum ve benim vereceğim tepkiler ama o zaman gelene dek huzursuz olucam sanırım.

2 yorum:

  1. etiketin insan ilişkileri ya, sen çok özverili dahi olsan karşındaki olamayabiliyor. Benim henüz bir kayınvalidem yok. Annem hep der ki: o seni kendi kızı, sen de onu kendi annen gibi görürsen sorun olmaz!
    Belki de kayınvaliden oğlunun bu özelliklerini sevmiyordur da kendisi söyleyemeyeceği için senin söylemeni istiyordur. Aklına kötü birşey getirme bence ki kayınvalidene olan bakış açın hiç değişmesin.Ne kadar olumsuz düşünüyorsak o kadar olumsuz oluyor işler. Uzak tut aklından bunları ve bence de mesafeni korumaya devam et.Bırak özlesin sizi. Çok da anlarmış gibi savuruyorum cümleleri burada ama ben böyle düşünüyorum. Sen rahat ol, iyi geceler...

    YanıtlaSil
  2. evet en iyisi öyle yapmak sanırım.
    olumsuz düşünürsen olumsuz olur lafına da sonuna kadar inanıyorum ben de.
    ayrıca cümleleri savurmak için yaşamış olmaya gerek yok bence. kitaplar filmler yaşam tecrübesi katıyor insana.
    sana da iyi geceler.

    YanıtlaSil

bu yazıyla ilgili diyecek bi şeyin varsa çekinme buyur, içine atma, hastalık bulursun sonra benden söylemesi: