7 Mayıs 2010 Cuma

kilolar geliyor allı yeşilli

bloglarda, ffde, twtte bir rejim mevzusudur gidiyor. her bahar rejim yapıyoruz, kiloları veriyoruz, detox yapıyoruz, pislikleri atıyoruz. yaz sıcağı bitip cağnım sonbahar da geçince verdiğimiz kiloları geri alıp, attığımız pisliklere davetiyeler yolluyoruz: sayın kilolar, yaz bitti, kışın bikini neyim giyecek halim yok, buyrun gelin beni sıcak tutuverin kabilinden. sonrasında kilolar geliyor allı yeşilli, kilolar geliyor lipidleri nazlı. tarih bizi yoyocanlar ve yoyosular olarak yazacak kanımca.
hep aynı şekil kalsak hiç dert olmayacak aslında. kıyafet filan derdine düşüyoruz sonra. bi dar geliyor bi bol geliyor aynı giysiler. bi dönem kıçımızdan düşmesin diye kemerle giydiğimiz pantalonu, bi dönem üstüne uzun gömlek, tişört filanla giyebiliyoruz ki bel bölgesi simitlerimiz ortaya çıkmasın. ha o da şanslıysak tabi. bazen o pantaloncuk basene takılıp kaldığından fermuarı kapatmak bile mümkün olamıyor.
sanırım DONE'de konuşulmuştu bi ara, yerken gözümüzü kapatsak yediklerimizin kalorisi sayılmasa filan ne güzel olurdu diye. böylesi hayalperest isteklerde bulunabiliyoruz kilolar söz konusu olduğunda.
benim kilo vermeyle ilgili tek bi isteğim var; yediklerimizin kalorisi artı hanemize, harcadığımız enerjilerin kalorisi eksi hanemize yazılıyor. buraya kadar OK. peki neden yemediklerimizin kalorisi - hanemize yazılmıyor? örneklendiriyim: mesela rejim yapıcam diye kendimi kasmaktayken arkadaşım tiramisu ısmarlamış ben tiramisuya gizli bakışlar atarak sadece yeşil çay içmişim. bu durumda neden bir dilim tiramisu kalorisi benim - haneme yazılmıyor? yahut sevdicekle bir akşam yemeğinde sevdicek tabak dolusu kalorili mammalarla rakıyı götürürken bendeniz bol salata yiyip sadece şalgam suyu ya da soda içmişsem neden yiyip içmemek için kastıklarımın kalorisi - haneme yazılmıyor arkadaşım. vücut mühendisleri yanlış bir muhasebe yapıyorlar kanımca. daha mantıklı ve işevuruk bir hesaplama olan benim teoriyi kullansalar inanın daha mutlu bi toplum oluruz. daha mutlu olunca da hep olumlu şeyleri çekeriz, kriz işte o zaman teğet geçer bizi. sırtımız yere gelmez diyorum bak. o kadar önemli bi mevzu yani.