yazıp silip durdum yazdığım giriş cümlesini. nasıl desem ne desem bilemedim, günay'ın bile "ilkel yaratıklar" dediği solucanlara.
hiçbirinizde mi akıl yok, hepiniz mi koyunsunuz, bu kadar mı safsınız (olabilecek en hafif kelimeleri bulmaya çalışırken zorlanıyorum gerçekten).
onlara haykırmak istiyorum:
1. oranın kutsal mekan olduğunu nerenizden uydurdunuz?
2. sizce orda ilk kez mi alkollü içecek içiliyor? sarayken de müzeyken de kimbilir kaç metreküp alkol tüketilmiştir şimdiye kadar.
3. tüm bunlarla idil biret'i suçlamak niye? bu tip olayların organizasyon meselesi olduğundan haberiniz yok mu kardeşim? o mu gitti şarap firmasına gelin sponsor olun diye yalvardı? (hayır öyle bile olsa size ayrıca). o naif, kibar, alçakgönüllü kadını bi kez dinleseniz, konuşmasını, oturup kalkmasını görseniz belki melek diye nitelendireceksiniz ama nerde sizde düşünüp, sorgulayaıp, tanıyıp, öğrenip akıllıca hareket etmek. birileri idil biret'i hedef gösterdi; tamam. kim olduğunun önemi yok. yarın biri ananızı hedef gösterse onu da sorgulamazsınız siz.
4. zina ne iş? zinanın kralı o mekan sarayken yapılıyodu büyük olasılıkla.
başları olacak mavili kin nefret saçan bakışlı kuklaya baktıkça insanlık adına üzülüyorum, utanıyorum...hepsinin müzikle tedavi edilmesi gerektiğini düşünüyorum. hepsine yıllarca idil biret dinletilmeli. o kin, nefret, öfke dolu ruhları arınır da yüzlerine nur iner belki.
13 Temmuz 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
müzikle tedavi, iyi fikir!
YanıtlaSilo ruhlar nasıl islah edilir başka bilmiyorum ki.
YanıtlaSil