dün nasıl yedim o badem şekeri ve topi tanemmidir ne haltsa onu! gece kabuslar gördüm. o kadar susatmışlar ki beni. kaç kez uyanıp su içtim.
eşcazıma sinirliyim, bi daha böyle abur cuburlar almasın yeaa!
üzüntü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
üzüntü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
13 Nisan 2012 Cuma
22 Kasım 2010 Pazartesi
garibim ama gerçeğin ta kendisiyim.
grip aşısını bilirsiniz, ben hiç yaptırmadım ondan. ama garip aşısı çıksa garipsenmekten kurtulmak için yaptırıcam. "iyi kadın da biraz garip/amma cinsmiş/çeşit bi insan" şeklindeki yorumlardan korunmak için yani. burdan isviçreli bilim adamlarına, isveçli çamaşır makinesi üreticilerine, fin annelere, danimarkalı pediatristlere, izlandalı diş hekimlerine, norveçli balıkçılara ve yayık yüzlü eskimolara sesleniyorum: "neden özellikle sizlere seslendiğimin farkında değilim ama en önemli ortak noktanız olan hepinizin benden daha kuzeyli olmasına içten içe bozuluyorum. güçlerinizi birleştirip bir kooperatif kurup adına 'garip aşısını bulalım, bulduralım' koymazsanız sütümü size helal etmem. eğer bu aşının bulunumunda katkınız olmazsa size verdiğim emekler haram zıkkım olsun, soğuktan çakıldaklarınız
donsun, hepiniz geberin pislikler".
bi de başucu sürahisi var, boğaz kaşıntısı var ve çekim yasası var. ha bunlar ne/şimdi nağlakası var? diyenlere sesleniyorum, arkadaşım garip aşısı vardı da ben mi yaptırmadım? yok işte. yok yok yoKKKKKKKK. benim gibi sakin bi insanı bile sinirlendirip bağırttınız ya, aşkolsun size. yazımın her paragrafında birilerine seslenmek ve dahi bağırmak zorunda kalışım zoruma gidiyor. tıpkı geçen yıl grip aşısı yaptıran dövlet böyüklerim gibi öfkeme hakim olamıyor, sinirli sinirli bağırıp çağırıyorum. eğer kalbinizi kırdıysam affola. bi aşı için kalbinizi kırdığıma deymez biliyorum. sözlerime son verirken sizleri bülbül koçaklamasıyla başbaşa bırakıyorum:
"garip garip ötme bülbül. beni benden alma bülbül. alma bülbül, alma bülbül. beni derde salma bülbül"
donsun, hepiniz geberin pislikler".
bi de başucu sürahisi var, boğaz kaşıntısı var ve çekim yasası var. ha bunlar ne/şimdi nağlakası var? diyenlere sesleniyorum, arkadaşım garip aşısı vardı da ben mi yaptırmadım? yok işte. yok yok yoKKKKKKKK. benim gibi sakin bi insanı bile sinirlendirip bağırttınız ya, aşkolsun size. yazımın her paragrafında birilerine seslenmek ve dahi bağırmak zorunda kalışım zoruma gidiyor. tıpkı geçen yıl grip aşısı yaptıran dövlet böyüklerim gibi öfkeme hakim olamıyor, sinirli sinirli bağırıp çağırıyorum. eğer kalbinizi kırdıysam affola. bi aşı için kalbinizi kırdığıma deymez biliyorum. sözlerime son verirken sizleri bülbül koçaklamasıyla başbaşa bırakıyorum:
"garip garip ötme bülbül. beni benden alma bülbül. alma bülbül, alma bülbül. beni derde salma bülbül"
29 Mart 2010 Pazartesi
noluyoz?
konu:
aşk,
hayat,
insan ilişkileri,
üzüntü
9 Aralık 2009 Çarşamba
4 Aralık 2009 Cuma
hayatın anlamı
herşey ne manasız ya; depremde beşik gibi sallanırken ve sevdiğim bi insanın ölüm haberini alınca hissettim bunu. önemsiz şeylere çok önemli, önemli şeylere ise önemsiz muamelesi yaptığımı da.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)