23 Ocak 2011 Pazar

kedili ev kokar mı?

kedi mi alsak acaba ya? evde bi hayvan olsun diye yani. kedi evde yaşayabiliyo ya o bakımdan. yani köpek gibi değil demek istiyorum. aslında sevdicek ve ben köpek insanıyız. gerçi sevdicek kedileri de sever, ama ben biraz soğuk bulurum pisicikleri (pisicikler diyerek sıcaklık yaratmaya çalıştım ama gördüğünüz gibi yavan kaçtı). bi de evde kediyle yalnız kalsam tırsar mıyım bilmiyorum. mesela sinsi sinsi bakarsa neler neler kurarım kafamda. kafamda bi şeyler kurana kadar fıçıda turşu kursam fena olmazdı aslında. ama ben kiiiim turşu kurmak kim. bugüne bugün saati bile doğru zamana kurmayı becerememiş bi insan olarak kıtalara hükmeden bir imparatorluk kurmuş bir soydan geldiğimden de şüphe duyuyorum açıkcası. bu kurma konusundaki başarısızlığım zaman zaman canımı sıkıyor. birazcık empati kurarsanız anlarsınız kendimi ne denli sümsük hissettiğimi. aramızda kalsın ama kurma konusunda bi başarı yakalamak adına gizlice facebookta bi grup kurdum. kurum kurum kuruldum ondan sonra ama ne kurduğum grubun insanları çeken komik bi adı vardı ne de listeni de davet etmiceksen üye olma gibi iddialı söylemlerle grubun reklamını yapabilmiştim. grubun tek üyesi benim hala. yarapbim ne beceriksizim grubumdan bahsederken en azından bana acıyanların üye olmasını sağlamak adına ismini vermeyi bile akıl edemiyorum. yuh bana yuhlar bana!
üniversitedeyken de böleydim ben. babam dedi ki sen oku kızım , okul bitince kendi işini kur zarar yok ama önce bi oku bakalım dedi. o günden sonra kendi işimi kurma hayaliyle yaşadım. ben kendi işimin başında olduğum hayallerini kurarken sınıf arkadaşlarım müzik grupları kurdular, gittiler festivallerde çadır filan kurdular. hayallerim öylesine beni benden aldı ki çok iyi dost olabileceğim bu sınıf arkadaşlarımla iletişim bile kuramadım. hatta araya baraj kurdum bile diyebilirim tabiri caizse .

ne diyordum? söz döndü dolaştı nerelere geldi. turşu kuramayışımı paylaşıyordum sizinle. sonra birden mayışıverdim. asıl derdim: kedi bizim minik evi kokutur mu sorusuna cevap aramaktı. ama uzun cümleler kurdum ve dönüşü olmayan bir yola girdim. kedi sorunsalı yetmezmiş gibi bir de lafı toparlama derdi çıktı mı başıma? evet çıktı efenim. hayır büyük bi evimiz olsa hiç düşünmem köpecik alırım bi tane yavrusundan. haklısınız efenim. sen kimsin ya, sen beni turgut özben mi sandın deyyus? yok efenim estafurullah, ben sizin iç sesinizim. olm manyak mısın, ne iç sesi? iç sesimsen neden senli benli konuşmuyosun da efenim filan diye hitap ediyosun uyuz? efenim çok kalbimi kırdınız bu akşam, size evde kedi beslemeylen ilgili fikirlerimi söylemiycem. ne oldu yavşak? efendi efendi konuşuyodun şimdi bu "beslemeylen", "söylemiycem" gibi kelimelerle seviyen düştü? susss! dinlemiyorum seni pislik!!!

bi dakka ya. konuşma çizgisi filan da yok benim konuşmamla bu pisliğin konuşmaları arasında. yoksa harbiden iç sesim mi o? o ben miyim? ben o mu?

amaaannnn neyse canlar ben kalkıyım bi çilingir sofrası kurayım yoksa ayık kafayla çekilmez oldu hayat!

2 yorum:

  1. bakımı çok zor. alerjim azdığından artık evde bakamıyorum.
    bir çocuk gibi nazı var, hasta oluyor kusuyor, dişisi regl oluyor, kızışmaları var gece bağrışları. tüm bunları ve bakımını düşünerek almak lazım.

    YanıtlaSil
  2. d!mple rock, okuyup geçmedin ve yaptığın açıklamalarla gerçeklerle yüzleşmemi sağladın.

    çok çok teşekkürler

    YanıtlaSil

bu yazıyla ilgili diyecek bi şeyin varsa çekinme buyur, içine atma, hastalık bulursun sonra benden söylemesi: