29 Ocak 2010 Cuma

hacı mevzusu

şu blog yazısına yapılan yorumlar var ya altta. "x yorum" yazıyo hiç ellemezsen default olarak. ama ellersen ne yazdıysan o yazıyo (kapiş?). benimkinde standart hali durupduruyordu. değiştiriyim dedim bi ara bakındım nasıl olucak diye yapamadım. star wars'un cnbce'de yayınlanmaya başladığı akşam blog okurken bu değiştirme işi depreşti, dereotundannefretederim'cime açtım konuyu bir mail ataraktan. allah razı olsun star wars izliyorum demedi bana cevap yazdı (aslında izliyorum dedi de hem izledi hem yazdı herhalde, öyle de 10 parmakta 10 marifet). yeri gelmişken bi da teşekkürümü edeyim.

anladım nasıl yapılacağını da yorum yapanlara ne ad vereceğimi bilemedim, şöyle güzel bi laf bulana kadar bekliyim diye düşünürken DONEcan'ın sık kullandığı "hacı" geldi aklıma, onu yazıverdim. şahsen hiç kullanmadığımdan, burada da eğreti duracağı endişesi içindeydim. bu endişe 3 gece uyutmadı beni, çalışma verimim düştü, iştahım azaldı, göz altlarım morardı, çöktüm sanki ve hayattan zevk alamadığımı hissetmeye başladım. ammavelakin sonra bi baktım, anaaa "hacı" gerçekten tutmuş, bir coştum, bir taştım ve hayata yeniden tutundum (böyle de duygularımın kölesi bi insanım işte).

anlatmaya değmez bi şeymiş bunu da yazınca anladım. ama yorumcuya hacı demek bana gerçekten komik geldi be hacı :) kafamdaki hacı imajının burda yorum yapıyo oluşu cidden komik ama. çünkü hacı deyince aklıma gelen hacı ninem ve eniştemdi zamanında. artık hacı kelimesi emniyetteki nine ve dedelerden oluşan kalabalık güruhları hatırlatıyor bana. çünkü ne zaman emniyete pasaportla ilgili işim düşse hac ya da umre mevsimi oluyo. ya da umre ve hac mevsimi hiç bitmiyo, ben gitmesem de hacı adayları hep oradalar belki. emniyetin her durumda parmak izi alma isteği var ya artık, belki eskiden vekalet verip aldıkları pasaport için şimdi bizzat emniyete gelmek zorunda kalıyor bu güruh.

karşılaştıklarımın bir çoğu bırak yurtdışına çıkmayı il dışına bile çıkmamışlar, hatta köylerinden kalkıp şehir merkezindeki emniyete gelmek bile macera dolu bir yolculuk onlar için. hacca gitmeyi sorgulamak istemiyorum aslında ama o insancıkların halini görünce şaşıyorum.

önceki sefer emniyete gidişimde bi hayli zaman geçirdim hacı adaylarıyla. hava cidden sıcaktı. bu dedecik, ninecikler en kalın giysilerini giyip gelmişlerdi emniyete (oğuz atay'ın toprağı bol olsun). ellerinde sıra numarası parmak izi vermek için bekliyorlardı. ama çoğu ne için beklediğini, kaç saat bekleyeceklerini, sıra onlara geldiğinde ne yapacaklarını, parmak izini verince neler olacağını vs. bilmiyordu. hatta bilmesi gerektiğini akıl bile etmiyordu. yönlendiren birileri vardı, sanırım bi tur görevlisi filan, adam öl dese ölecekler o derece.

benim beklemekten gerilip öfkelenmemin filan aksine, onlar yolculuklarının mutlu heyecanıyla bekleşmekteydiler. çünkü uçağa bineceklerdi, bambaşka bi memleket göreceklerdi, kutsal bi boyutu var ayrıca, aralarında huşu içerisinde muhabbet ediyorlardı. aslında yolculukları çoktan başlamış bana göre. evlerinden (büyük olasılıkla köylerinden, ilçelerinden) kalkıp gelmişlerdi. kapıdan çıkmışlardı yani. kapıdan ilk kez çıkmak hiç de kolay değil be hacım.

beni şaşırtan şeylerden biri şu olmuştu. pasaport biriminde parmak izi alan makinede çok sıra vardı hacılar sebebiyle. bi kısım insanı kriminal ofisteki parmak izi alma makinesine yönlendirdiler. yönlendirme dediğim asansöre binip 3. kattaki makinenin yanına gitmek. gidecek grubun içinde ben de vardım ve hacca gitme niyetlisi olmayan tek kişi de bendim. bizi yukarı gönderen polis beni bu hacıların 6-7 sine yol gösterici ilan etti "siz yardımcı olun da sizle çıksınlar" gibilerinden. birlikte asansöre yürüdük, düğmeye bastım, asansörün gelmesini bekledik, geldi, bindik, 3. kat düğmesine bastım, yukarı çıktık, kapı açıldı, 3. kat koridorunda ilerledik, kriminal birimi bulduk... bu esnada dedelerin ninelerin halini görmeliydiniz. her adımla hacca daha da yaklaşıyorlar sanki, daha bi huşu içine giriyorlar. altı üstü 2 kat yukarı çıktık. "hacı gardeş, bizim gaderimiz bir yazılmış. bak gördün mü asansörde de birlikteyiz" diye birbirinin sırtını sıvazlıyorlar, gözleri doluyor.
sanırsın yüzük kardeşliği; mordora yüzüğü atmaya gidiyorlar, eğer bu görevi tamamlarlarsa tüm dünya kurtulacak. o denli bi sorumluluk içindeler yani. orda şunu bir kez daha anladım onları böyle görünce cahillik ve inanç güzel bi şey. hatta süper bi şey. sırtın yere gelmez.

neyse lafı uzattım da o dedeler, nineler buraya yorum yazsa çok komik olurdu hacı onu demek istiyorum iki saattir.

6 yorum:

  1. Hacım ellerine sağlık. Rahmetli dedem rahmetli babaanneme "hacım" derdi. Şimdi önce de dediğim gibi erkek arkadaşlarımın birbirlerine hitabet şekli bu. Örnek: X:Hacım? Y: Hooop şeklinde. Oih! Tatlı rüyalar olsun:)

    YanıtlaSil
  2. ooyyy altıncım,okurken gözüm bozuldu gibi oldu...bu ne uzunluk,bu ne açıklayıcılık...bir de hacılamak tabiri var,buna da değinmeni isterim cancağızım..(takılıorum =D)

    YanıtlaSil
  3. Yahu gecenin bu saatinde tam uykuya dalayim diye moda girmeye calisirken bu yapilir mi haci, cok guldurdun beni valla :)))))))
    Hatta dur ahahahahahaha

    Negzel anlatmissin altin olancim!

    Bir $ey aciklicam izninle:
    Star wars izledigimi, heyecanimi paylasmak istedigim icin soylemistim. Keyifli bir animi paylasmak icin sana soyledim.
    Yoksaaa iki elim i$in kilicinda olsa ko$arim yani.
    Cig tavuk yerim haci

    YanıtlaSil
  4. 2 dwarfwaves:
    pardon canım çok uzun olmuş hakket. çok işim vardı akşam ama o işleri yapmamak için oturup bunları yazdım işte. bi nevi kaçış.

    hacılamak... hımmm.. bi sonraki çok işim olduğu zaman ne yazacağım belli oldu :)

    YanıtlaSil
  5. gül DONE gül, gülmek sana da yakışıyo hacı.

    star wars mevzuuna gelince; "işim gücüm yoktu dur sana cevap vereyim" yazsaydın inan bu kadar kıymetli olmazdı cevabın.

    YanıtlaSil

bu yazıyla ilgili diyecek bi şeyin varsa çekinme buyur, içine atma, hastalık bulursun sonra benden söylemesi: